Üç haftadır çıkarıp çıkarıp çiğnediğim sakızım yine ağzımda, bir yandan film izleyip bir yandan "kalbiniz kadar temiz" bu sayfayı pisletiyorum. Amacım kalbinize zarar vermek değil, pisletecek yer arıyorum. Eğer aşırı istek olursa yazı sonunda mani bile savurabilirim.
Rüyamda kendimi noel ayininden çıkmış, kar yağarken sokakta yürüyen bir hristiyan olarak gördüm. Aslında hristiyan değildim, sadece noel ayininden çıkmıştım. Yanından geçtiğim müzik markette Hier Encore çalıyordu. Ben de 20 yaşındaydım zaten, uyumlu olmuştu. Evet akşam c.r.a.z.y.'yi izlemiştim kabul ediyorum. Onun öncesinde de Eternal Sunshine Of The Spotless Mind'ı izlemiştim ama onunla ilgili bir rüya görmemiştim. Sadece sokakta yürürken saçlarım maviydi o kadar. Adım Clementine...
Havalar da kötü şansıma. Kendimi eve kapatacak bahane oldu. Tüm gün Beck dinleyip, film izleyip, kitaplarla haşır neşir olmak ve karpuz büyütme denilen eylemi gerçekleştirmek ne sakin birşeymiş. Hele kitaplarla haşır neşir olmak... Okumasan bile şöyle bir kitaplığın dibinde kitap karıştırmak bile insana bir bilmişlik, filozofluk katıyor. Filozof olmaya meyilli miyiz? Olabilir. Peki istiyor muyuz? Eğer öss'den birşey çıkaramazsak neden olmasın? Evde kimsecikler yoksa ve anne "çocuum yesin" diye masanın üstüne yemek kategorisinden birşeyler bırakmışsa, yüksek sesle şarkı bile söyleyebiliriz. Söyledik de, o bet sesimize rağmen. Midemiz dolduğu için biraz zor oldu ama oldu. Bir yanımda Marxizm,Leninizm ve Tenkidi diğer yanımda İdam Gecesi Anıları acaba hangisini okursam yarına sulanmış beynim ve salya akıtan ağzım çıkar diye merak ediyorum. Yok yok elime gırgır, leman ve penguen in son sayılarını aldım merak yapmayın ölmedim.
Bana kıtaların keşfi ve küçülen dünya'yla ilgili vereceğiniz bir döküman var mı sayın dostlarım? Zira haftaya coğrafya hayatımı kurtaracak bir ödev vermem gerek ve elimde hiçbirşey yok. Aklıma da şu Hindistan'ı bulduğunu sanıp Amerika'yı yumurtlayan adam dışında hiçbirşey gelmiyor. Duvarımda "bu dönem de coğrafyayı çuvallicaksın niahhaha" der gibi bakan Janis Joplin posterine ölümcül bir bakış attım. Sustu. Ben de annemin yaptığı cevizli keki yemeye devam ettim "haftaya daha yıllar var yaparız turşum sıkma sen güzel canını" diyerek ve Beck- Everybody's gonna learn sometimes dinledim, tüm üşengeçlere armağan ettim xD
"2004 sevgililer günü hakkında akla gelen fikirler... Bugün posta kartı şirketleri tarafından insanlar kendilerini kötü hissetsinler diye bulunmuş bir gündür. Bugün işi astım. Trene atlayıp Montauk'a gittim. Neden bilmiyorum. Aklına eseni yapan biri değilim aslında. Bu sabah kötü kalktığım için herhalde. Arabamı tamir ettirmeliyim... Kumsalda hava çok soğuk. Şubatın ortasındayız. Unuttun mu Joe? Bazı sayfalar yırtılmış. Bunu yaptığımı hatırlamıyorum. 2 yıldır ilk kez birşeyler yazıyorum... Kum abartılıyor, altı üstü küçük taşlar işte..."
3 baloncuk:
Leave just as you came (without a sound),
Nothing to ruffle your ends.
I've been wandering around,
Making up movies in my head
So we say don't let it go,
let me try and pull out pride.
I already forget how I used to feel about you
Leave as fast you came, no invitation
Nowhere to go from here.
I've been wandering around,
Wondering how I got so, got so, so fucking boring
All the sudden, so fucking scared... I'm not scared.
You'd mean so much more to me if I remembered.
otur dinle akşama kadar, işin ne :)) aydınlık yaşayalım biraz, lanet sözleri olan ve gülümseyerek söylenen şarkılar fecidir çok fecidir... hadi söyleyelim, ama önce ıslık çal uzun uzun :)
[i]interesting website[/i]
selam ben senay, gercekten super bir site, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...
Yorum Gönder