Pages

24 Mart 2008 Pazartesi

Die Unterrichtsfächer und Die Schulsachen

Bir haftadır hergün girdim bloga ama hiçbir şey yazmak gelmedi içimden. Ya da içimden geldi de aklıma birşey gelmedi. Aslında vardı yazacak şeyler ama nerden başlayacağımı bilemedim. Yapmak istediğim onlarca şey var b.g.b.y.o.g. insan. Öyle uçuk kaçık, gerçekleşmesi için yıllar geçmesi gereken şeyler de değil. Onları aştım zaten zamanı gelince birbir gerçekleşecek. Ama bunlar farklı. Daha sıradan uğraşlar. Çok tembelim belki de o yüzden. Her ay gitmem gerekirken 3 aydır dişçiye bile uğramadım, bu haftasonu umarım xD Resim çizmeye devam etmek istiyorum ama olmuyor. Elime alıyorum 3B faber castell, bembeyaz resim kağıdıyla bakışmaktan başka birşey gelmiyor elimden. Niye böyle oldu anlamıyorum ama tam birşeye heves ettiğim anda onunla ilgili tüm bilgim becerim gidiveriyor. Çevresel etmenler de yok değil. Aylardır benden yaşlı olduğunu tahmin ettiğim fotoğraf makinesinin tamir edilmesini bekliyorum. Çok büyük projelerim var inanmazsın! Evinde 20-25 tane kedi besleyen o yaşlı teyzeyi görmeye gidicem. Ama fotoğraf makinesiyle değil de önce 2.5 kglık kedi mamasıyla kapıyı tıklatmalıyım. Almıyormuş ilk günler teyzem içeri. Şöyle iyice kedi sevdiğini belli etmen gerekiyormuş. Mamalar o amaçla... Arabaların altından kedi pisi pisileye de bilirim evet, illa teyzeme kendimi ispat etmek zorunda değilim ama o atmosferi görmeliyim anlatabiliyor muyum sevgili b.g.b.y.o.g. insan?

Sonra bir de kıyafet dikmek istiyorum. Yazın çok yaptım, güzel de oldular. İdolüm Eddie Sedgwick efenm. Birçok yönüyle sevdim o kadını, kıyafetlerine ayrı aşığımdır. Dikmek dedim ama benimki kes-biç-doğra usulü, yanlış anlaşılmasın ortaya ciddi ciddi kıyafet çıkardığımı falan düşünmenizi istemem ehuheuhe xD Gerçi ben o kıyafet benzeri şeyleri giymeyi seviyorum ama olsun, kıyafet demeyelim onlara, sonra başka bir isim buluruz...

Şu masalın birinci bölümünü bitirmek istiyorum en çok. 5 kere en baştan başlamışımdır sanırsam. Esinlenmeler fazla oluyor be kuzum. Ben onlara kendi içimde araklamaca diyorum da millete ayıp olmasın, "esinlenmeler çok fazla" şeklinde kakalıyorum.

İşin komik tarafı bu fikirler, eyleme geçme istekleri, şevkler hep ders çalışırken aklıma geliyor. Bak mesela yarın almanca yazılım olmasa ben buraya oturup yazmaya başlamayacaktım ki! Tamam "ders çalışmak" fazlaca komik bir öbek oldu, kabul ediyorum ama anlamışsındır sen işte. Birtek annem anlamaz xD

-Yine oturdun o bilgisayarın başınaaaa !!!
- 2 hafta sonra coğrafyadan dönem ödevi teslim edicem, ona bakıyorum izin verirsen!!!!

Evet virgüllü kısma kadar doğru ama şöyle güzide grup The Long Blondes ardından biraz da Screaming Mimi dinleyip, myspace karıştırmak dururken Die unterrichtsfächer und die schulsachen bilmem neleri ezberlemeye ne gerenk var ki ? Almanca sevmediğimden değil efenm yanlış anlaşılmasın, yabancı dillerin hepisine birden büyük bir ilgim vardır, ama konu ders olunca sıkıyor biyerde cağnım! Bir hoca da "hadi çocuklar bugün rammstein- mann gegen mann çeviricez" diye gelmiyor ki be kuzum. Adam bir konuşmaya başlıyor, cümleyi bitirdiği zaman karşısında "meeee meeee" diye koyun kuzu pozisyonunu alıyorsun.

Az önce annemin sandığını açtım, içindekileri uzun yıllar karıştırdığım için artık orası benim mekan. Nerde ne var ne yok biliyorum. Koklamak için açtım zaten! O naftalin kokusu ve annemin incik boncuk kolyeleri arasında geçmedi mi çocukluğum? Bakma öyle! 1 haftadır babamın beyaz yünlü kazağıyla dolaşıyorum ben. Havalar sıcak, millet tişört modunda, bendeniz o pamuk gibi şeyin içine girip bir yumak halini alıyorum. Anneannem babişkoya örmüş çok çok eskiden. Babamda hatırası büyük yani. Dolabımda giyecek birşey olmadığını farkedip annemlerin dolabı karıştırdığım sırada buldum. Zaten Turşu'nun kendisine ait doğru dürüst hiçbir şeyi olmamıştır ki! Nerde görülmüş? Anne- baba- abi üçlüsünün yanı sıra arkadaşların pantolonlarını alıp terziye götürüp kapri yaptırma çabaları, ordan burdan araklamaca polarlar vs. gül gibi geçinip gidiyorum. Ailedeki insanların kıyafetleri ayrı güzeldir ama benim için. Abimin polarları, kazakları, tişörtleri bir garip kokar mesela. Massive Attack- Nico- Nick Cave karışımı birşey bu. Birkaç kokuyu ayırt etsem de hala karışımın tamamının formülünü çıkaramadım ehuhehe ( çok Baptiste gördüm kendimi). Babamınkiler 60lar 70ler kokar. Nasıl kokar bu 60lar 70ler diye sormayınız anlatamam. Açın bir Natalie Carbone- Hasta Siempre ne demek istediğimi anlayacak, aynı kokuyu siz de algılayacaksınız. Anneminkilerse azcık Nina Simone azcık Patti Smith azcık da Nancy Sinatra kokuyor, dün farkettim. Bana 25 yıl öncesinde aldığı ama giymediği bir tuniği hediye etti. Koklaya koklaya bir hal oldum ama evet evet China Bird my heart, is yearning for youu diyesiniz geliyor giyince. Hala üstümde babamın kazağı var tüylü tüylü ooh. Annem "omuzların yetmemiş kazağa ahahaha" diye güldü. Babam "boşver kızım ne anlar senin annen maneviyattan, çok güzel olmuş" diye gaz verdi. Etkiye tepki ben de " Evet evet süper oldu bence de, babaa sizin dolapta daha birsürü şey gördüm ki ben, hırkalar, v yaka sweat ler, bol bol kazak oooh kullanırık ortaklaşa kapiş?" "hı hı evet ne güzel olur" diye bir cevap, söylediğine pişman olmuş babişko xD Yaşasın beleş yaşam yaşasın paspallık diyor ve geçiyorum efenm...

0 baloncuk: