Pages

9 Mart 2008 Pazar

Sevgi KeBelekleri




Bahar mı geliyor ne? Merviş'le pek bir alıştık sanırsam. Yakında oramızdan buramızdan sevgi kelebekleri falan çıkacak. Garip bir ruh hali. Goldfrapp, A Fine Frenzy ya da Matt Wertz dinlerken karşıma geçip suratıma bakan adam sanki dünyada kötü hiçbirşey olmuyor da insanlar kardeş kardeş geçiniyor sanır. Ciddiyim. Yeni bir hobi edindim 1 buçuk saat önce. Mutluluğun fotoğraflarını toplamaca oynuyorum. Buldum bir iki tane. Yakında sıkılabilirim. Sınavlar üstüste gelebilir, sıkıcı, bezmiş bir ruh hali içine girebilirim, havalar kötüleşir, yolda ölmüş bir kedi görürüm vs vs. Ama şuan güzel bir uğraş efem. Babam evdeki fotoğraf makinesini tamire götürürse mutluluğun fotoğraflarını kendim bile çekebilirim. Resmini çizmek isterdim ama 3 yıl önce o yeteneğimi körelttim. Şimdi elime kalem kağıt alınca anca Stewie falan çizebiliyorum. Ama Stewie'yle de mutluyum ben. Yeni hobi edinme işine kendimi kaptırmış olmalıyım ki annem "gel sana ütü yapmayı öğreticem." dediğinde bile pişmiş kelle ifadesiyle yanına gittim. O, dışardaki güneşe dua etsin yoksam geçer miydim o sıcak şeyin başına! Herneyse hobi mi dedik? Bittiğini sandığım bir fobim tekrar hortladı. Cep telefonu! Amanın mesaj sesi, aramalar tüylerimi diken diken ediyor. Korkudan altıma bile kaçırabilirim yakında! Sessizde duruyor tüm gün boyunca. Belki de bilinçaltımda biryerlerde teknolojik alet edevatların birgün dünyayı istila edeceğine dair garip bir korku vardır. O zaman tıkır tıkır klavyenin önünde işim ne ki? Ya da 7/24 kulağımda kulaklık?


Ama telefon onlara benzemiyor. Kulağında tutarken bir anda bir örümceğe dönüşüp, kulağından içeri girip beynini yiyebilir! Ya da eline yapışıp sülük gibi kanını emebilir! Kötü düşünceler bunlar. Deli (!) saçması teoriler...


Bilgisayar masam alıp alıp izlemeye üşendiğim onlarca filmle doldu. Bugün iki tane daha alınca farkettim. Üyesi olduğum forumlar okunmamış mesajlarla taşmış. Kitabım yapılmamış 20 sayfalık ödevin boşluğunu hissediyor. Çantam yanıma
aldığım 3-4 tane kalın romanın ağırlığından yırtılacak.
Fazla sorumsuz ve tembel oldum. Bahardandır efenim bahardan sıkmayınız canınızı! İyi de ya okul? Boşgeeeç bizim zamanımızda
okul mu vardı! Hımm yarın sınav...! De get yat aşağı baharı kutla Momos'la birlikte! Dimi, bir de şöyle mangal moduna girsem değme keyfime! Ha şöyle yola gel... Sevgi kelebekleri içimde ölürse
napıcam lan ben? Ölünce düşünürüz yavrum hade baş baş...


3 baloncuk:

mimi wonka dedi ki...

Kahkahalarımından ev ahalisi uyanacak bacım ya. Şu iç monolog olayın bitiriyor beni :G

Sevgi kelebekliği şöyle ağustos-eylül zamanına kadar idare eder gibi bizi. Yani umarım, bir de konserlere fest.lere gidip renkli kıyafet giydin mi tam olur bence. Benim makine de bozuk hala, para yok ki gidip yaptıralım be kuzum. Aman canım bizim zamanımızda para mı varmış...

Geçen yaz sonu yaptığımız hippi muhabbetler geldi aklıma, mutluluğu fotoğraflamak falan... Karavan lazım evet, toza bulayıp içine eski bir kasetçalarlı teyp bulmak lazım...

Nedense canım bir ara da Time of the Gypsies izleyelim demek istedi,dedim bile. Ayrıca kıymetimi bil, blog yorumuna blog yazısı yazan manyaklardanım bende öptüm bye.

Phaedrus dedi ki...

hıhı evet o iç monologlar yüzünden kaldırıcaklar bigün biyerlere de neyse. hippi dedin mi kötü oluyorum lan. hani böyle çok istersin de engeller olur ya ahanda öyle. engel mi ne? abim! o olmazsa ıh gelirim ben konserlere fest.lere. sen ne yap ne et kandır onu, beni dinlemiyo. Time of gypsies evet evet izlemeliyiz. ayrıca kıymetini biliyorum Merviş tüm yorumlarını alıp bir kitap basmayı düşünüyorum nihahaha!

(Süper)Cem dedi ki...

sevgi pelebekleri var birde, pek tatlı oluyorlar.

bu aralar mutluyum bende ama bahardan değil hiç bile ehuah. ama huzursuzlukta hakim olabiliyo bünyeye zaman zaman. garip bişey bu.

huzurla efendim huzurla..