Pages

5 Şubat 2012 Pazar

We're all gonna die!


Geçenlerde yaşımın onlar basamağını ikiledim. Dünya için küçük, aynı şekilde bizim için de küçük bir olaydı. Sadece babamlar bir süre inanamadılar ne kadar çabuk büyüdüğüme, ama sonra konken oynadık. Bir de gönül rahatlığıyla Hier Encore söyledim böyle içli içli. Yarın Ankara'ya gideceğim için hazırlanan koliye doğumgünü pastamın kalanını da koydurdum, gözüm arkada kalmayacak. Babamın şaraplarını da neredeyse bitirdik, yani eksik bir şey kalmadı, içim çook rahat.

Ama var ya, hiç gidesim yok lan! Okuyasım yok bile diyebilirim biraz daha yayılırsam şu koltuğa. Annem geçmiş kanepeye, East Of Eden izliyor, ben de gecenin bu saatinde James Dean görmenin keyfiyle kendime kahve koydum.
James Dean çok erken ölmüş gerçekten.

3saatlik arşiv taramasının ardından, kendime hediyem bol Grateful Dead'li bir yolculuk playlisti oldu. Beni böyle -30 derece kollarıyla karşılayacak Ankara'ya karşı güzel bir ısınma kaynağı olur. Olur olur...