Pages

24 Temmuz 2008 Perşembe

Yok Artık! You Fucking Pickle

-Gel bakalım kediciik. Sokak kedisi misin sieeen?
-Amanin minnoş minnoş minnoş! Ne tatlı kedisin sieeen. Uyyy tüylere bak yumuşacık.
-Kuyruğunu sıktırınca kaçıyo mu buuu?

-Ay elimi tırmaladı bu paspas görünümlü şieey!
(doğan görünümlü şahin, şahin görünümlü doğan benzetmeleri geldi birden aklıma. Niye iki aynı modelden yapıyorsunuz kardeşim? Arabalardan da anlıyorsun ya zati xD)

Şimdi bu nedir diye sorabilirsiniz. Gerçek değil bu konuşma, tamamen hayal ürünü. Hem ben "sen" e "sieeeen" demem. Sizlere garip takıntılarımdan bahsetmişimdir önceki yazılarda. Hani herkesin "garip" takıntıları vardır
değil mi? Birsürü kişinin bulunduğu arkadaş topluluğu style muhabbetlerdeyken, millet birbirinin ne dediğini anlamadan, kendilerinin bile ne dediklerini anlamadan konuşurken, özellikle siz konuşurken sizi takmıyorlarsa başvurulacak Turşu yöntemlerinden biridir. Yanımdaki tipler hararetli bir şekilde konudan konuya atlayarak söylediklerinin duyulması için seferber olurken yapılacak üç çeşit şey vardır:

1) Ortamdan ayrılmak. O kadar kolaydır ki bir bahane bile bulmak zorunda değilsinizdir, zira insanlar sizi zaten dinlemiyordur.


2) Konuşan herkesi temiz bir şekilde öldürüp garsonla geyik yapmak. Şatafatlı bir yoldur, zaman ve plan ister. Genellikle garsonların ve kafe işleticilerinin, ayrıca yoldan geçen görgü tanıklarının da ölümüyle sonlanır. Sonuçta ortaya The Hills Have Eyes tarzı aptal bir görüntü çıkar. Shutter, The Ring modunda gudubet bir görüntünüz yoksa işin içinden çıkamazsınız.


3) İşte bahsettiğim konu. Limonlu Ice Tea'nizi alıp bir kenara çekilip hayali muhabbetler başlatırsınız.
Herhangi bir konuda tüm söylemek istediklerinizi içinizden söyler, oradaki insanlara söyletir, sonra rahatlamış bir ifadeyle çevrenize bakarsınız. Benim gibi bilinçaltı muhabbeti sırasında komik birşeye gülerseniz, dışarda hala söylediğini duyurma savaşı veren insanlar tarafından önce garipsenir, sonra hiçbirşey olmamış gibi ice tea içmeye devam edersin.

Yolda yürürken gördüğüm garip manzaralara senaryo üretmeden yapamam. Hani rüzgar varsa, bir kadının eteği açılıyorsa, bir adam da kafayı eğip birşey görme seferberliğine giriyorsa, o ortamda kesinlikle bir bilinçaltı muhabbeti olmalıdır. Bir grup haşarat kılıklı velet toplanmış köpeğin tekiyle dalga geçiyorlarsa, o ortamda köpeğin söylemek istediği birşeyler mutlaka vardır! Yoksa da olmalıdır.

Neyse bu konuyu daha fazla dallandırıp budaklandırmadan (nasıl bir deyimdir bu? "uzatmadan" demek
çok daha kolay değil midir?) Neler izledik, neler dinledik diyorum.

En son Donnie Darko ve Mulholland Drive tekrarı yaptım. E ikisini arka arkaya izleyince bir afallama oldu tabii. Donnie Darko'nun resmi sitesine girince tüylerim ürpermedi değil. Gerçekten insana feardotcom
havası yaşatıyor site.


1) David Lynch her daim sevilmelidir.

2) Jake Gyllenhaal her daim böyle sırıtmalıdır.










- Why are you wearing the stupid bunny suit?
- Why are you wearing the stupid man suit?

-Donnie Darko-

1 baloncuk:

Canselmo dedi ki...

Bahsettiğin şeyi birebirde yapan insan da var. Pek de sevdiğim bir şahıs olmasına rağmen, artık kafası mı meşguldür nedir, yapıyor. Sadece bana da yapmıyor eminim. Bi' gün söyleyeceğim, üzülecek.
Gittiğin yola ben de başvuruyorum. Sağlıklı mı acebe? Şizofren olup çıkmayalım sonra..
Donnie Darko müthiş bi' filmdir ama kafa kalmaz izledikten sonra.