Sömestr tatili niyetine evdeyim. Geçirilecek 1 ay demektir bu. Ama telaşa mahal yok, okunacak kitap listem var, gayet dolu... Haftada ortalama 2-3 kitabın yanına tik koyuyorum. Evdeyken zamandan bol bir şeyim yok. Günde en az iki kere ocağa çay konuluyor tarafımdan. Yetiştirecek bir şey yok. Evin içinde gereksiz bir koşuşturmaca da... En büyük heyecan, ailece tabu oynarken babamın karşıma geçip "eğlence" kelimesini anlatma çabası sırasında oluyor. 50 küsür yaşındaki adamın elindeki kartı, panik içinde debelenirken süre dolunca sinirle yere fırlatmasını izlemekse gerçekten "eğlence"li oluyor.
Gün geçtikçe durulduğumu hissediyorum. Eskisi gibi karşıma çıkacak şeyleri büyük bir heyecanla beklemiyorum. Belki karşıma çıkan şeylerin düşündüğüm kadar tatmin edici olmadığını farketmeye başlamamın etkisi olabilir. Kafamda büyük projelerin planları dönmüyor ve bu üzücü bir şey değil, aksine daha iyi odaklanmamı sağlıyor kafamın daha rahat olması. Küçük küçük ilerlemenin önemini kavrıyorum. Çok afili, şaşalı başarılar yerine sadece benim bildiğim, bireysel kazanımlar; bir adım sonrası için hazırlıyor aklımı. Soğuk duş etkisi yaratmadan teker teker geleceğinin garantisi oluyor bir nevi. Bir Pollyanna 'cılığa çekilme kaygısı olmadan söylüyorum bunları. İnsan kendisine ve kozmosa gereğinden fazla güvenip hayattan büyük lokmalar almaya yeltendiğinde altından kalkamıyor işlerin. Minik minik deşelemek gerekiyormuş dünyayı.
Aydınlanma vb. saçmalıklardan bahsetmiyorum. Ergen döneminin Oshocu muhabbetleri geçeli oldu baya. Kemana başladım yeniden ve kafamdaki en güzel fantazi, birkaç ay sonra o dört telden bir Tiersen çıkarmak. La Veillée belki..
26 Ocak 2011 Çarşamba
Etiketler:
günün posası,
haftaiçi karalamaları,
Kemik Torbası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 baloncuk:
hımm.
hıhı.
Keşke ben de haftada 2-3 kitap okuyabilsem. Veba'yı bitiremedim yahu 2 aydır. Evde kitap okunmuyor, Age of oynanıyor, dizi izleniyor, müzik dinleniyor. :(
Ayrıca o senin bahsettiğin şey hayattan sıkılma eşiği. Her şey aynı geliyor bir yerden sonra. Gerçi sen durumu lehine çevirmeyi başarmışsın. Biz arkadaşlarla birkaç kişi köprüye girelim diyoruz. Sanırsın yaşımız 35! Tövbe tövbeselmo..
Uzun zaman oldu ama, blogger'ı bırakınca kafa gidiyor. Merhabalar tekrardan. :)
merhabalar o zaman canselmo :)
Yorum Gönder