Yazmayalı çok olmuş. Ama parmaklarım bugünü beklemiş, gelmemiş aklıma yazacak birşey. Otobüslerde karşılaştığım ilginç olaylar dizisinden yine güzide bir olayla karşınızdayım. Yaklaşık 1 saat önce, dershaneden çıkmış, buz gibi havada büzüşmüş vaziyette otobüsün gelmesini beklemekteydim. Sonunda geldi ve tek koltuğuma yerleştim. Güzel bir Comfortably Numb 'la yolculuğa başladım. Otobüs hareket etmek üzereydi ki ön kapıdan başlıkta da bellirttiğim gibi "Boncuk Gözlü Bir Dilber" bindi. Gözlerim 8 saatlik dersin üstüne inat misali kocaman açıldılar. "Hatırlıyorum ben bunu!" dedim içimden. Nazım Hikmet 'in ölüm yıl dönümünde yapılan törende yanımda oturan beyefendiydi kendileri. Önce yer olmadığı için başımda dikilmekteydi, sonradan önümdeki ikili koltukta tek kişilik yer açıldı da oturdu. Niye derinlemesine anlatıyorum tüm bunları? Dur oraya da geleceğim. Pink Floyd tutturmuşken Hey You 'ya geldi sıra. Yaşlı bir amca bindi otobüse, elinde torbalarıyla. Yazının başında bağlantı koyduğum yazımdaki amca gibi küstah değildi. Kendi halindeydi, çevresindeki gençlere ölümcül bakışlar atmıyordu, her an sokacak laflar tasarlamıyordu zihninde. Sırf bu yüzden güzel güzel ısıttığım yerimden kalkıp, oturması için rica ettim sevgili amcaya. O da oturmamakta ısrar etti. Bu sefer "lütfen oturun, yükünüz var yorulmuşsunuzdur" diyerek psikolojik olarak yorgun olduğunu hissettirmeye çalıştım. Niye bu kadar ısrar ettim yahu? Dur dur oraya da geleceğim... Amca o kadar iyiydi ki izin vermedi, yerimden etmek istemedi. "Hayır hayır otur kızım sen" dedi. "Yok" dedim, "Otur" dedim. "Yok" dedi, "Sen otur" dedi.. Sonunda e iyi bari dedim, oturdum yerime tekrardan. Hey You bile bitmemişti ki..... Boncuk gözlü dilber 'in yanındaki hatun kalktı, indi otobüsten. Ayakta sadece amcam vardı. Evet, gitti oturdu boncuk gözlü 'nün yanına. Hey You bitmek üzereydi ki, amcaya teslim olup, yerime geçtiğime saydım sövdüm içimden... Niye bu kadar ısrar ettiğimi, ısrar ederken anlamamıştım ama yine de ısrar ediyordum otursun diye. O an anladım ki Phaedrus birşeylerin arkasındaki sis perdesini aralamıştı, çaktırmadan yöneltiyordu beni. Diğer amcalar teyzeler gibi çirkef olmadığı için içimde kendisine karşı bir tutam sevgi biriktirdiğim amcaya sinir olmuştum. Keşke önceki otobüs krizindeki "Beyin Fırtınası Amca" gelseydi, zorla kaldırsaydı yerimden dedim. Boş kalan tek yere oturur, cam kenarında olmadığım için midemde oluşan kusma hissini dile getirerek yanımdaki boncuk gözlü esmer beyden yer değiştirme ricasında bulunurdum. Sonrasında kendisine teşekkür eder ve yan koltuklarda oturan anne babasına döner "Çok iyi iş çıkarmışsınız hocam" derdim. Sonra da otobüsten iner, el ele sokaklarda koşar, ağaçların yan tarafından pırtlayıp "Ce-eee" leşir, yavaş yavaş buğulanan ekranda pamuk helvalarımızı yer, saadet ve sükûnet içinde o soğukta sümük akıtırdık...
High Hopes 'un çan sesleri sırasında kendime geldim. Beni yerime oturtan Phaedrus 'un bildiği birşey vardı mutlaka dedim. En son böyle bir olay olduğunda "yeşil zeytin gözlü dilber" demiştik ve gayet de Orta Paleolitik Çağ 'ın Homo Neandertal türünün son örneği olduğunu iyice kavramıştık zaten. "Pişman değilim yine olsa yine yaparım" diyen zihniyete karşı çantamdan çıkardığım taze kitabım Kent Ve Tuz (Gore Vidal) 'u incelemeye başladım. The Trial çalıyordu, "Good morning worm your honour!!" bağırışını duyduktan sonra suratıma sinsi ve küstah bir sırıtış yayılmıştı. Otobüs zangır zangır giderken de, önce amcam, 5 dakika sonra boncuk gözlü beyefendi inerken de, yanımda, ayakta dikilen amcalar oturacak yer bakınırken de küstah sırıtış yüzümdeydi. Boncuk gözler, pamuk helvalar, amcalar, teyzeler yoktu, sadece Pink Floyd 'un bir insanın hayatına girebilecek en güzel şeylerden biri olduğunu düşündüm. Öyledir de...
25 Aralık 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 baloncuk:
ehahah çok eğlendim okurken. İyi geldi. Gün olur, devran döner, incelediğin kitaptan kafanı bir kaldırmışsın, yanına yeşil gözlü bir dilber oturmuş olur..
süper klip çekilirmiş o an.
Malın kokusunu almış amcam. =)
kljfsklkdfsşd üstteki yorum iyiymiş :D
Sonuna kadar umutla okudum acaba indikten sonra bi cafede, sokakta da karşılaştılar mı diye =)
@süpercem: süpsüper düşünceler bunlar ama ama ama... xD
@mimi wonka: aynen öyleydi ya. suratımda da bozulup küsen anime karakterlerindeki gibi karanlık bir gölge vardı..
@buzcevheri: olaya hiç bu açıdan yaklaşmamıştım, oğlancı amca!! benden daha tehlikeli ahahha
Leydi J.: ah ah karşılaşsak bırakmam zaten sülük misali. ama yok bugün sokakları taradım ettim küçük şehir olmasına rağmen gözükmedi =/ bahtsız style :D
Yorum Gönder