ya bilmiyorum ne demişler ama , şu sol tarafta barışarock çükünü görüyorum ya, gerçekten uyuz oluyorum uzun zamandır. ben ki, barışarock olayının paralı dönemlerinden beri destekçisiydim ama son zamanlarda birebir "düzencilerle" muhabbetlerim neticesinde adam olmadıklarına kanaat getirdim. size uzaklardan çok şahane etkinlikler olarak görünebilir ama arkasında göründükleri değerlerle tamamen aksi yönde hareket eden zibidilerden başka "lavuk"lar değiller. üzülerek söylüyorum. birkaç maldan ötesine gidemezler artık. emolara tabir eden süper festivaller düzenleyen sikik sosyalistler. alayının götüne koyim.
Because we don't know when we will die, we get to think of life as an inexhaustible well, yet everything happens only a certain number of times, and a very small number, really. How many more times will you remember a certain afternoon of your childhood, some afternoon that's so deeply a part of your being that you can't even conceive of your life without it? Perhaps four or five times more, perhaps not even that. How many more times will you watch the full moon rise? Perhaps twenty. And yet it all seems limitless.
1 baloncuk:
ya bilmiyorum ne demişler ama , şu sol tarafta barışarock çükünü görüyorum ya, gerçekten uyuz oluyorum uzun zamandır. ben ki, barışarock olayının paralı dönemlerinden beri destekçisiydim ama son zamanlarda birebir "düzencilerle" muhabbetlerim neticesinde adam olmadıklarına kanaat getirdim. size uzaklardan çok şahane etkinlikler olarak görünebilir ama arkasında göründükleri değerlerle tamamen aksi yönde hareket eden zibidilerden başka "lavuk"lar değiller. üzülerek söylüyorum. birkaç maldan ötesine gidemezler artık. emolara tabir eden süper festivaller düzenleyen sikik sosyalistler. alayının götüne koyim.
Yorum Gönder