Pages

1 Ocak 2010 Cuma

Cingıl Bel

Bir giriş: Bugün bir sürü kişiden haberleri dahi olmadan ufak tefek hediyeler aldım (Pollyanna' yım ya ben, küçük mutluluklar peşinde koşturup arkadaşlarım için bayram şekerleri biriktiririm, sarışınım da zaten). Otobüsteki kızdan cam kenarı, pizzacıdan sadece tuvaletlerine işeyip çıkma izni, bir arkadaştan koluna girip saatlerce sokaklarda tozutturma, Brazzaville'den Christmas in E.C. vs vs.. Peki ben ne yaptım? Cebimdeki son parayla sevgili abime özel basım tek cilt Yüzüklerin Efendisi aldım. Ah çocuk, ben olmasam ne yapardın sen?
*
Yeni yıla tabiri caizse camış gibi uyuyarak (melek gibi uyumak diye birşey yok efendim, kandırmayalım kendimizi, uyuyan melek değil, uyuyan camış gördük hepimiz ve kendimizi benzetecek başka bir hayvan bulamadığımız için camış gibi uyumak deriz, camış gibi uyuruz) girip 2-3 saatten sonra gözlerimi açıp gün boyu topu topu iki bira içtiğimi farkeder farketmez küçük kuzenlerimin önünde lanet okudum kendime, çok utanç vericiydi. "Senin zaten boğazın ağrıyo, ne birası ne vodkası?" diye seslenerek kahve koydum kendime ("İyi de ne alaka?" diye sorma, yapma bunu!). Biricik yarenime 17 dakika 56 saniye boyunca telefonda car car, içinde 'avukat, pogo, avukat, uyku, avukat...' gibi kelimeler geçen birşeyler anlattım ve akabinde artık bir gelenek haline gelmesi gerektiğini düşündüğüm yeni yıl filmimi açtım (C.R.A.Z.Y.). Çok sakin, yer yer sıkıcı, yer yer gülünç bir yılbaşı geçirdim, bir de utanmadan yanımda duran herkesle "yılbaşı falan benim için artık birşey ifade etmiyor abi, küçükken salaktık eğleniyorduk, şimdi gayet de sıradan birgün gibi geçiyor işte, salla ya" muhabbeti yaptım. Halbuki hiç ilgisi yok, delilere sunulan haktan yararlanmak için her fırsatı değerlendirmek isterim ama şartlar el vermediğine göre, birileri tarafından tee ne zaman özel olarak kabul edilmiş günlerin kıymetini bilip en iyi şekilde suyunu çıkarmak gerek (Evet böyle bir cümle tam olarak da, bir arkadaşla Burger King'in kahve alanlara 30 kuruş karşılığında verdiği hindistan cevizli crunch'ı yerken yaptığımız "gelecek sene bugün bu saatte nerde oluruz ki lan?" muhabbeti sırasında aklıma gelmişti).

Herneyse, kırk yılda bir karşıma çıkan öğlene kadar uyuma fırsatını değerlendirmek üzere uyumaya gider, yeni yılınızı en içten dileklerimle falan filan... Şarkıyı da dinle blogger, keşke bir de kar yağsa, kış yiyecek, içecek, giyecek, dinlenecek vs lerinin tadı adam gibi çıksa... Öptüm.

3 baloncuk:

Canselmo dedi ki...

Bir 31 Aralık kar yağmadı ya, ona yanarım ben. Yağsın, alemin en Hristiyanı ben olmazsam.. Çam ağacı getireceğim eve, ormandan kesip, valla diyorum!
Ama o zamana kadar Cnbc-e ve Age of Empires yeterli..

(Süper)Cem dedi ki...

yılbaşı tüm insanlığın rahatça alkol alabilmesini sağlayan sevimli bir gündür. alkol konusunda kimse kimseye karışmaz (polisler dışında :p)

her daim rahatça oturup içebilen bir insan olarak, her daim raharça oturup içemeyen insanlarla birlikte oturup rahatça içebilme fırsatı sunan sıradan bir gün..

başkaca bir anlamı gerçekten yoktur bence..

Phaedrus dedi ki...

canselmo: kar bir yağsa, kıçım dona dona yerlere yatıp melek şekli çıkartırım gün aşırı, o derece hırslandım!

süper cem: tebrik edip alkışladım bilgisayar başında yorumu ve resmen karpuzlu votka kokusu alıyorum an itibariyle, nasıl özlediysem..