Pages

15 Haziran 2009 Pazartesi

Perry Blake Yaz Akşamı İyi Gider Diyenler


Perry Blake- California
Perry Blake- Broken Statue

2 Haziran 2009 Salı

Velkom Plechti


Efendim oturduğumuz ev şehir merkezinin dışında bulunduğu için pek gürültü, patırtı, araba kornaları vs ile rahatsız edilmiyoruz. Mahalle ahalisi de evinden falan pek çıkmadığı için sûkunet içinde yaşayıp gitmekteyiz. Kitabınızı, hamağınızı kapıp gelebilirsiniz yani, bekleriz. Fakat nisan, mayıs ayları başlayan ve duruma göre ekim, kasıma kadar süren bir durum var bu bölgede. Yaz düğünü! Aklına tek gece sürüp sabaha birşeyin kalmadığı düğünler gelmesin sakın. Sürprizi sona sakladım çünkü. Düğün sahipleri. Esmer komşularımız. Şehir merkezinde adamların işi ne? Gelecek böyle sessiz sakin yerlere, tek gecede alçısını sıvasını atıp yaptığı evine yayılıp oturacak. Seviyoruz biz onları. Biz küçükken genç esmer komşularımızın yol kenarlarında abimi sıkıştırmaması, dışarıda yanlışlıkla unuttuğum agucuk gugucuk papuçlarımın sabaha yerlerinde olmaması; durumu bizim için daha kolaylaştırabilirdi belki ama yine de seviyoruz... Tamam saçmaladım. Sevmiyorum ben kendilerini. Bazen komik ve eğlenceli gelebiliyorlar. Rahatlıkları, küçücük çocukların şubatın ortasında anadan doğma orda burda dolaşıp durması içimde ara sıra "vay be abi olaya bak, hayret ve gıpta ile bakıyorum" şeklinde düşüncelere yol açmıyor değil. Ama komşuluk ilişkilerimiz o kadar toz pembe değil maalesef. Veletlerin yan taraftaki parkı gün boyu işgal edip, yorulup acıktıkça, midelerini bizim hatunun bahçesindeki meyve ağaçlarına dadanarak doyurmaları ve haliyle annemin önce uyarılarla, sonra tehditlerle ve sonra da küfürlerle kışkışlama çalışmaları belki kabul edilebilir birşey. Herkes küçüklüğünde oranın buranın bahçesini talan etmiştir. Ama beni en çok şaşırtan şey o küçücük çocuğun ağzından çıkan küfürler. Ben bile duymadım öyle birşey lan!

-Pişşşt apla bakseynaa ahahauhau... Ne bakıyon laa dıt dıt dıt dıt dırıdıt dıııııt...

Neyse, benim asıl katlanamadığım düğünleri. 1 gece, 2 gece, 3 gece, 4 gece, 5 gece, 6 gece... Biraz daha sıkar 7 gece. Durmuyor adamlar yahu. Adam düğünü bitirdiğinde "para kalmadı lan, olsa bikaç gece daha yaparık" diyor. Bu durumun hep böyle gideceğini öğrendiğimiz zaman abimin lgs gecesiydi. Ertesi sabah sınava gireceksin, millet orada kopuyor, içtikçe içiyor, çaldıkça çalıyor, susmak, durmak bilmiyor. Şikayet etme gibi bir lüksün de yok zira polis kıçını kaldırmıyor böyle durumlar için. Bağışıklığı kapıp, bir süre sonra duymamak mümkün değil. İnan bana, o müziğe karşı hayatta bağışıklık kazanamazsın. Dün gece başladılar bir düğüne. Çok ürüyor bunlar, niye durmuyor, niye bu kadar azgınlar bizim esmer komşularımız? ("Esmer komşu" derim, komşuma çingen dedirtmem!! tribi. afsdafdsaf yok lan çingene style). Hani "yok biz illa da çingeneyiz, illa da çalgılı, gürültülü, deli gibi müzük açarız" diyorsan bari La Caravane Passe çaldırıver, ben de gelip oynayayım. Ah bi çalsan, 1 hafta oturmam, kalçalarımızı vura vura eritiriz senle. Ama gavur çingen müziği sevmiyorsan sen kaybedersin, ben evde çalar oynarım. Times Of Gypsies atmosferini oluşturmak isterdim seninle ey komşu! O zaman veletlerin istedikleri zaman bahçedeki olgunlaşmamış şeftalileri, vişneleri yiyip midelerini bozabilirlerdi. Küfrederdim ama yine de izin verirdim, fazla abartmamak şartıyla. Seninle o atmosferi hiç yakalayamayız değil mi esmer teyze, amca, apla, yiğen, velet?

La Caravane Passe